CEZA MUHAKEMESİ KANUNU KAPSAMINDA
KANUN YARARINA BOZMA
Nedir?
Kanun yararına bozma, mahkemenin vermiş olduğu ve istinaf – temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen ancak hukuka aykırılıklar bulunan karar ve hükümlerin bozulması istemiyle Adalet Bakanlığı tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak başvurulmasıdır.
CMK 309. maddeye konu kararların istinaf veya temyiz kanun yolundan geçmeden kesinleşmesinin 2 ana nedeni bulunmaktadır:
a-) CMK m. 272/3’e (istinaf yoluna başvurulamayacak kararlar) ve m.286/2’ye göre (temyiz yoluna başvurulamayacak kararlar) kesinleşmiş olmaları
b-) Bu yollara gidilebileceği halde sürenin kaçırılması veya istinaf ve/veya temyiz kanun yollarına başvurulmaması gösterilebilir.
Kimler başvurabilir ?
Kural olarak kanun yararına bozma başvurusu yapma yetkisi Adalet Bakanlığı’na aittir. Ancak karara yahut hükme katılan ilgili kişiler de -cumhuriyet savcısı, sanık, hakim, mahkeme, şikayetçi veya müdahil- kanun yararına bozma yolunu Adalet bakanlığından talep edebilir.
Hangi sebeplerle başvurulabilir ?
Kanun, kanun yararına bozma başvuru nedenlerini sınırlamamıştır. Başvuru, maddi veya usul hukukuna aykırılıklar üzerine dayanabilir.
Öte yandan uygulamada birtakım belirsizliklere sebep olan, kesinleşen HAGB kararlarına karşı da kanun yararına bozma yoluna gidilebileceğini, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2012 gün ve 2011/3-334 esas, 2012/130 sayılı kararında da vurgulamıştır
“Ceza Genel Kurulunun 29.06.2010 gün ve 70-159 sayılı kararında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının itiraz yasa yoluna tabi bulunması nedeniyle gerek itiraz edilerek, gerekse itiraz yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi durumunda, olağanüstü bir yasa yolu olan yasa yararına bozma konusu yapılabileceğinde kuşku yoktur..”
Süreç ?
Adalet Bakanlığı, hükmün Yargıtayca kanun yararına bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Başsavcılığa yazılı olarak bildirir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak, hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtay’ın ilgili ceza dairesine verir. İlgili ceza dairesince duruşma yapılmaksızın, sadece gösterilen hususlar incelenir. İleri sürülen nedenleri yerinde görülürse, hüküm kanun yararına bozulur. Verilen bozma kararına karşı direnmek mümkün değildir.
CMK 309. maddenin 4. fıkrası uyarınca kanun yararına bozma kanun yolunda, Yargıtay’ın bozma kararı verebileceği haller, aşağıda sayılan durumlardan ibarettir, dolayısıyla sınırlı sayıdadırlar.
“Bozma Nedenleri:
a) 223 üncü maddede tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkeme, gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verir.
b) Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.
c) Davanın esasını çözüp de mahkûmiyet dışındaki hükümlere ilişkin ise, aleyhte sonuç doğurmaz ve yeniden yargılamayı gerektirmez.
d) Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.”
Sonuç ?
Karara – hükme katılan ve yukarıda anılan kişiler, herhangi bir süreye tabii olmaksızın ve başvuru sebebi ile kısıtlanmaksızın, maddi ve/veya usul hukukuna ilişkin aykırılıkları gözeterek hazırlayacakları dilekçe ile Adalet bakanlığından, hükmün kanun yararına bozulmasını talep edebilmektedirler. Bu kapsamda yapılan başvurularda, kanun yararına bozmanın olağanüstü bir kanun yolu olduğunu gözetecek olursak, infazın durdurulması talebinin ayrıca dilekçede belirtilmesi gerektiği, kanun yararına bozma kararının re’sen infazı durdurmayacağını da belirtmekte fayda var. Sonuçta verilecek olan karar ise, yukarıda da bahsedildiği üzere (CMK m. 309 f.4) ancak 4 halde “bozma” ile sonuçlanacaktır.